Niğde


Aladdin Cami (Merkez): Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alaaddin Keykubat zamanında, Niğde Sancak Beyi (valisi) olan Ziynettin Beşare tarafından 1223 yılında, il merkezindeki Alaaddin Tepesi üzerine yaptırılmıştır. Selçuklu bezeme sanatının tüm inceliklerini yansıtan cami, özellikle mimari açıdan türünün ilk ve ilginç örneklerinden biridir.
Caminin en zengin kısmı, geleneksel Selçuklu sundurma örneğine göre yapılmış olan portalidir. Doğuya bakan portalin en büyük özelliği güneş ışıklarının belirli bir açıyla, belirli bir saat ve dakikalarda (yalnızca yaz ayları saat 10.00-11.00 civarında), portaldaki taş oymaları üzerinde bıraktığı gölgelerle "Taçlı Kadın Başı" oluşturmasıdır. Cami bu özelliği ile Selçuklu yapıları içinde ayrı bir öneme sahiptir. Taç giymiş ve örgülü saçı olan bu kadın başından dolayı kapıya "Taç kapısı" denir.
Anlatılan efsaneye göre; camiyi yapan usta, zamanın Niğde Sancak Beyinin kızına yani prensese aşık olur. Usta, prensesle hiçbir zaman evlenemeyeceklerinin de bilincindedir. Bir gün ustaya Sancak Beyi tarafından kentte bir cami yaptırılması için emir verilir. Usta ise prensese olan aşkını anlatmak için bir fırsat aramaktadır. Aşkının sonsuza dek süreceği anlamına gelecek şekilde, portalin üzerine prensesin yüz kısmını taşlara mükemmel bir şekilde işler.
Caminin eski kapısı Müzededir. Kapının üzerinde beyaz mermerden yapılmış ters "T" şeklinde bir kitabesi vardır. Kitabede eserin 620 yılında yaptırıldığı yazılıdır.
Hüdavend Hatun Türbesi (Merkez): Niğde il merkezinde olan Türbe, Selçuklu sanatının en nadide eserlerinden biridir. II. Gıyaseddin Keyhüsrev oğlu IV. Rükneddin Kılıçaslan kızı Hüdavend Hatun tarafından 1312 tarihinde yaptırılmıştır.
Pencere üstlerinde insan başlı kuşlar ve çeşitli hayvanlar kabartma olarak oyulmuştur. Bir yerde aslanın yanında ürkek bir ceylan, bir başka yerde kanatlarını açmış çifte başlı bir kartal (Bu kartal Selçukluların sembolüdür.) bulunmaktadır.
Türbe içinde, dantel gibi işlenmiş süsleme ve bezemelerle görkemleşmiş bir portaldan girilir. Türbede 1332 yılında ölen Hüdavend Hatunun mezarı ile yanında iki mezar daha vardır. Sanat değeri tartışılmayan Hüdavend Hatun Türbesi Anadolu'daki en önemli ve görkemli Selçuklu eserlerinden birisidir.
Gündoğdu Türbesi: Niğde il merkezinde Hüdavent Hatun Türbesinin hemen yanındadır. 1344 yılında İlhanlılar Beyliğinden Gündoğdu oğlu Hakkı Bevvap adına inşa edilmiştir.
Sunfur Bey Cami ve Türbesi: Sungurbey Camisi İlhanlılar Devrinde Niğde Valisi bulunan Sungurağa tarafından 1335 tarihinde yaptırılmıştır. Cami 18. yüzyılın ortalarında büyük ölçüde değişikliğe uğramıştır. Eski halinde üçerden iki sıra halinde ayaklarla (sütun) uzunlamasına üç sahna ayrılmakta idi ve yan sahınlar yıldız tonozlarla örtülü olup, orta sahın üzerine pencereli dört kubbe bulunmakta idi. Caminin doğusundaki ana portalde bir çift minare mevcuttu. Yangın sırasında caminin kubbeleri dağılmış, bunları destekleyen ayaklarla birlikte yıkılmıştır. Bugün bu ayakların yerine dört sıra ağaç direkler konulmuş, üzeri alçı ve harçla sıvanmıştır. Caminin üstü ise oluklu kiremitlerden bir çatı ile örtülmüştür.
Caminin doğudaki kapısı sivri (Haç Tonoz) çapraz tonozla örtülmüş ve iki minarenin üst temelleri ile sınırlanmıştır. Kapının cephe kemeri üstünde caminin kitabesi bulunmaktaydı. Bugün yangından dolayı tamamen silinmiştir. Kapının genel görünüşü Erzurum Çifte Minare ve Sivas medreselerinin portallerine benzemektedir. Yangında yapı çatı hizasından yıkılmış olduğundan, bugün eski minarelerin gövdelerinden iz kalmamıştır. Yalnız portaldeki revakın yanındaki kalın üst temelde, minarenin burma merdivenleri korunabilmiştir.
Kuzey duvarının içine yapılmış minareyle dışarı açılan bir mahvel vardı; bugün kapıları örtülmüştür. Caminin güneydoğusunda yerden 3,5 metre yükseklikte altta 8 üstte 16 yüzlü, dışarıdan ve caminin içinden kapısı bulunan bir türbe vardır. Muhtemelen camiyi yaptıran Sungur Ağa için yapılmıştı.;fakat bugün boştur. Türbenin üstü 8 yüzlü bir piramitle örtülüdür. Teknik dekor bakımından iki unsur görülmüştür. Sütun başlıkları korint tarzında olup eskidir. Arka kısmında bir mahfil kısmı vardır. Üst kısmı birbirine yanaşık ağaç kütüklerle örtülmüş olup toprak damlıdır. Kuzeydoğu köşesinde kare planlı bir minaresi vardır. Kitabesinden 1452 tarihinde yapıldığı anlaşılmakta olup, daha sonra Afife Hanım adına biri tamir ettirildiği için, adı Hanım cami olarak bilinir.
Gümüşler Manastırı (Merkez): İl merkezine 9 km, Niğde-Kayseri karayoluna ise 4 km mesafededir.X. yy. Bizans sanatının en güzel örneklerinden olan Kaya Manastırı ayrıca, günümüze kadar en iyi korunmuş eserlerden de biridir. X. yy.a tarihlenen manastırın VIII. yy. - XII. yüzyıllar arasında yapımının devam ettiği konusunda belirtiler vardır. Kilise içinde son derece iyi korunmuş, muhteşem renkli freskler bulunmaktadır. Fresklerde; Hz. İsa'nın doğumu, vaftiz edilmesi, kiliseye takdimi, Havariler ve Hıristiyanlığın ileri gelenlerini gösteren konular işlenmiştir. Apsisin solundaki nişte ise "Gülümseyen Meryem ve Bebek İsa" resmedilmiştir. Bu Anadolu'daki tek gülümseyen Meryem freski olarak belirlenmiştir.

Hiç yorum yok: